25 Ocak 2011 Salı

Selek'i Melek, Doğan'ı Serçe yaptılar!

Selek'i Melek, Doğan'ı Serçe yaptılar!
2011 Ergenekon tutukluları için çok kötü başladı. Ergenekon sanıklarından tutukluluk süreleri 4 yılı dolduracak olanlar, yeni düzenlemeye göre tahliye edilmeyi bekliyordu. Ancak anayasal suçlarda tutukluluk süresinin 10 yıla çıkarılabilmesine Yargıtay da onay verince bu hesap tutmadı. Davaları yargıtayda onay bekleyen ve 10 yıllık tutukluluk süresini tamamlamış Hizbullah, PKK gibi terör örgütü tutukluları grup grup tahliye edilirken, tahliye edilmeyi bekleyen Ergenekon tutuklularının 6 sene daha cezaevinde kalabileceklerinin ortaya çıkması bu çevrelerde tam anlamıyla şok etkisi yaptı. Hizbullah ve PKK tutuklularının serbest bırakılmasını eleştiren bu çevreler, Ergenekon tutuklularının ise derhal tahliye edilmesini talep ediyorlar. Oysa durum çok farklı. Yeni Akit gazetesi yazarı Hasan Karakaya bu çelişkiye dikkat çektiği köşe yazısında, çarpıcı örnekler vererek Ergenekon medyasını çifte standart uygulamakla suçluyor.

Son günlerde, bunun “yansıma”larını çok daha sık görüyoruz... Mesela, “tahliye” olaylarında, herkes “durduğu yer”e göre görüş beyan ediyor!.. Tahliyelere “hukuk penceresi”nden bakanlar, tahliyeleri “gayet normal” bulurken, “Ergenekon penceresi”nden bakanlar, “tahliyelere ateş püskürüyor!” Mesela, kartel medyası, mesela CHP Genel Başkanı Bay Kemal Kılıçdaroğlu, diyorlar ki; “CMK’nın tutukluluk sürelerini yeniden düzenleyen 102. Madde gereği yapılan tahliyeler, kamuoyunda, tartışılıyor... Kamuoyu vicdanını rahatsız eden tahliyeler bunlar... Tutuksuz, içerde olup hala yargının karşısına çıkmayan, aylardır, yıllardır yargının karşısına çıkmayanlar var iken, öbür taraftan yine davaların sonuçlanmaması, üstelik ölümle, cinayetle suçlanan pek çok davada da kişilerin serbest bırakılması kamu vicdanını rahatsız ediyor.” Bay Kılıçdaroğlu, ve “kartel medyası”nın kastettikleri, “PKK ve Hizbullah sanıklarının tahliyesi”dir!.. Demek istedikleri ise şudur: “Hizbullah sanıkları tahliye edilirken, Ergenekoncular niye tahliye edilmiyor?”

2004'te yasa çıktığında Ergenekon mu vardı? • Oysa, Yargıtay 9. Ceza Dairesi bir karar almış, o kararda demiş ki; “Örgütlü suçlarda tutukluluk süresi 10 yılı geçemez.” Yargıtay 1. Ceza Dairesi de bir karar alıp, demiş ki; “Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok 2 yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek toplam 3 yıl uzatılabilir.” Yani, süre “en fazla 5 yıl”dır!.. O halde, tartışılan ne?.. Öncelikle, şunu belirtelim: Yargıtay’ın verdiği bu karar, “1 Ocak 2011 günü yürürlüğe giren yasa”ya açıklık getirmek içindir... Çünkü, o gün yürürlüğe giren yasadan “Ergenekon sanıkları”nın yararlanıp yararlanamayacakları tartışılıyordu. Yargıtay da, bu tartışmalar üzerine “son nokta”yı koyup, dedi ki; “Örgütlü suçlarda tutukluluk süresi en fazla 10 yıl, bireysel suçlarda en fazla 5 yıl olabilir... Bu süreyi dolduranlar tahliye edilmelidir!” Tahliyeler, bu karar üzerine başladı. Tabii, tartışmalar da!.. Bremen Mızıkacıları, hep bir ağızdan ve en yüksek perdeden bağırmaya başladı: “PKK ve Hizbullah sanıkları tahliye edilirken, Ergenekon sanıkları niye içeride tutuluyor?” Bunlara sormak lazım; “CMK’nın 102. maddesi ne zaman düzenlendi?.. Bu yasa, 6 yıl önce, yani 2004’te çıktığında, ortada Ergenekon mu vardı?”

Hizbullah terörist, Ergenekon melek! • Şunu da sormak lazım; “Sizler, nasıl çifte standartlı insanlarsınız ki; bir yanda tutukluluk sürelerinin uzunluğundan yakınıyorsunuz, bir yandan da 10 yıldır tutuklu bulunan insanların tahliye edilmelerine karşı çıkıyorsunuz?” Bu ne perhiz, bu ne turşu?.. Hem, “Ergenekon sanıkları hala içeride” diyorsunuz, hem de “10 yıldır içeride” olan insanların tahliye edilmesine karşı çıkıyorsunuz?!.. Bir “çifte standart” değil mi bu?.. Bu, “ikiyüzlülük” değil mi?.. Nerede kaldı Anayasa’nın 10. maddesi?.. Nerede kaldı, “Yasalar önünde herkes eşittir, kimseye imtiyaz tanınamaz” cümlesi?.. Hem “hukuka saygı” diye bir yerlerinizi yırtıyorsunuz, hem de “hukuka tecavüz edilsin” istiyorsunuz!.. Siz, nesiniz Allah aşkına?.. Siz ne biçim “mahluk”larsınız ki; Hizbullah’ı “öcü” gibi gösterip, Ergenekon sanıklarını neredeyse “melek” ilan ediyorsunuz! Adamlar “tahliye” edildiler diye “beraat” etmediler ki!.. Hala “sanık”lar!.. Ergenekoncular da, “tutuklu” diye, “suçlu” demek değil ki!.. Onlar da “sanık!” Sizin yaptığınız; “Sanığa göre” ahkam esmek!.. Sizin gözünüzde, “PKK veya Hizbullah sanıkları” birer “katil”dir, “canavar”dır ama “Ergenekon sanıkları birer melek”tir!.. Sanki o “darbe planları”nı Ergenekon sanıkları değil de, babam yaptı!.. Sanki o “faili meçhul”leri ve “asit kuyuları”nı Ergenekoncular değil de, ben yaptım!

Pınar Selek mi Melek? • “Hizbullah kelek, Ergenekon melek” öyle mi?.. Gerçi, ben kime laf anlatmaya çalışıyorum ki?.. Bu “kartel medyası” değil miydi; 1998’de Mısır Çarşısı’na “bomba” koyup “7 kişinin ölmesi”ne ve “127 kişinin yaralanması”na yol açan Pınar Selek adlı kadını masum bir “melek” diye kakalayan?.. Yargı, “kesin hüküm” verip; “Bombayı Pınar Selek koydu” derken; “Hayır; Pınar Selek bir melek” diyen bu medya değil miydi?.. Sorarlar adama; Pınar Selek, madem “suçsuz”dur, madem “melek”tir, o halde niye kaçtı yurt dışına?.. Niye “adil yargılama”yı kabul etmedi?. Yargıya göre, Pınar Selek; bir “sosyolog” değil, “psikopat bir katil”dir, azılı bir “terörist”tir!.. Eğer “yargı kararları”nı tartışacaksak, buyrun tartışalım... Ne yani yargı; PKK veya Hizbullah konusunda “doğru” karar verdiyse, Pınar Selek veya Ergenekon konusunda “yanlış” karar mı vermiştir?.. Ya da, tam tersi!. Bırakın artık, şu çifte standardı!.. Bırakın artık; “Benim teröristim bir melektir” demeyi!.. Bırakın da, “kimin ne olduğuna” yargı karar versin!.. Hem “yargıya saygı”dan dem vuracaksınız, hem de “işinize gelmeyen kararlar”da yargıya yükleneceksiniz!.. Nerede bu yoğurdun bolluğu?.. Dürüst olun, dürüst!.. Vazgeçin “önyargı”larınızdan!.. Sizin “melek”(!)lerinizin nasıl birer “şeytan” olduğunu gayet iyi biliriz biz!.. Bir kadın; çarşıya “bomba” koyacak, “7 kişinin ölmesine, 127 kişinin yaralanmasına” yolaçacak ve siz gözlerini kan bürümüş böyle bir teröriste “melek” diyeceksiniz, öyle mi?.. Yemezler!..

Doğan oldu Serçe! • Sizlerin, nasıl “alicengiz oyunları” oynadığınızı, nasıl “psikolojik savaş taktiği” uyguladığınızı da gayet iyi biliriz biz!.. Sizler değil misiniz; “Camileri bombalamayı, gazetecileri tutuklamayı, Ege üzerinde savaş uçağımızı düşürmeyi” ve sonrasında “Hükümet’i yıkmayı” planladığı iddiasıyla yargılanan Balyoz sanığı Çetin Doğan’ı, bir “serçe” gibi masum göstermeye çalışan?. Ohh, ne ala memleket... Katil Selek, bir “melek!” Doğan da bir “serçe!” Suyundan da koy!.. Sizler değil misiniz; Çetin Doğan’ın kızı Pınar Doğan ve Yahudi damadı Dani Rodrik’e sayfalarınızı ve ekranlarınızı açıp da, “yürüyen bir dava” için ahkam kestirten?.. Sizler değil misiniz; Pınar Doğan ve Dani Rodrik’e kucak açmanın, “Yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçu” olduğunu bile bile; onların, “Balyoz Davası imal edilmiş belgelerle yürütülüyor” demelerine fırsat veren?.. Hani “yargı bağımsız”dı, hani “herkes yargıya saygı göstermeli” ve hani, hiç kimse “yargıyı etkilemeye teşebbüs etmemeli”ydi?.. Peki, sizin şu yaptığınız nedir?.. “Çetin Doğan’ın kızı”nı ve “Yahudi damadı”nı manşetlerinize ve ekranlarınıza çıkarıp, “belgelerin imalat ürünü” olduğuna dair ahkam kestirmeniz, “yargılamayı etkilemeye teşebbüs” ve “yargıya yargısız infaz” değil midir?.. Sizler de gayet iyi biliyorsunuz ki; İddianamedeki belgelerin hiçbiri “imal edilmiş” değildir... Hepsi “gerçek”tir!.. Ki, bu belgelerin “gerçek”liği, hem “TÜBİTAK” hem emniyet ve hem de “bilirkişi raporları” ile tescil edilmiş, “Balyoz CD’leri”nde işlem yapan isimlerin “el ürünü” işlemleri ne zaman yaptıkları tek tek ortaya konulmuştur!.. Buna rağmen, Çetin Doğan’ın “suçlu” olduğunu iddia ediyor değiliz... Ama o, bir “sanık”tır!.. “Suçlu” olup olmadığına elbette “mahkeme” karar verecektir!.. Ama, Pınar Selek’i masum bir “melek” olarak, Çetin Doğan’ı da “serçe” olarak gören kartel; “medya mahkemesi”ni çoktan kurmuş ve “karar”ını çoktan vermiş olmalı ki; “Balyoz” konusunda “hipnoz” yapıp, halkı aldatıyor!.. Hem de, her zaman ve sürekli yaptığı gibi!.. En başta dedik ya; Kim, “nerede” duruyorsa, hangi “fikir ve ideoloji”ye sahipse, olaylara da “o pencere”den bakar!.. Dolayısıyla, “Ergenekon avukatları”ndan; kalkıp da “tahliye”lere “olumlu” bakmaları beklenemez!.. Öyle ya; “Benim teröristim iyidir!” Ötekiler tu kaka!.. Ben, severim böyle “kafa”yı!.. (Hasan Karakaya / Yeni Akit)

10 yıllık tutukluluk süresi tartışmalarıyla ilgili manşetlerimiz

Ergenekon çevreleri '10 yıl' şokuna girdi | Ergenekon sanıklarına yeni yıl şoku | Ergenekon sanıklarına şok: Tutukluluk 10 yıla uzayabilir

Hiç yorum yok: